- çözgü
- is.
Dokumacılıkta atkıların geçirildiği uzunlamasına ipler, arış
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
cağlık — is., ğı Dokumacılıkta, çözgü makinesinde çözgü ipliği bobinlerinin desen ve renk sırasına göre yerleştirildiği sehpa … Çağatay Osmanlı Sözlük
arış — 1. is., esk., Far. erş, ereş Kolun dirsekten parmaklara kadar olan bölümü 2. is., hlk. Çözgü … Çağatay Osmanlı Sözlük
çözmek — i, er 1) Düğümlü, bağlı veya sarılı bir şeyi açmak 2) Düğmeyi iliğinden açmak Yalnız göğsünün düğmelerini çöz. P. Safa 3) Saçı açmak 4) Bulmaca, sorun vb.nin bilinmeyen, gizli noktasını bulup açıklamak, sonuca bağlamak Kır saçlı postacı bulmacayı … Çağatay Osmanlı Sözlük
dokumak — i 1) Tezgâhta ipliği, çözgü ve atkı durumunda kullanarak kumaş yapmak Bir tezgâhta tülbent dokuyan narin bir kıza âşık oldum. S. F. Abasıyanık 2) mec. En ince noktalarına kadar özen göstererek, emek vererek ortaya çıkarmak 3) hlk. Ağacın… … Çağatay Osmanlı Sözlük
fasone — is., Fr. façonné 1) Çözgü veya atkının kumaş yüzeyi üzerinde, kendiliğinden bir desen oluşturduğu her tür kumaş 2) Bu tür kumaşları oluşturan desen örneği … Çağatay Osmanlı Sözlük
levent — 1. is., di, tar., Far. levend 1) Osmanlı donanmasında ve kıyılarında görev yapan asker sınıfı Kıyıdaki barakadan bizim leventler birer birer çıkıp denize dalarlardı. C. Uçuk 2) sf. Uzun Kuvvetle büyüyen levent kavaklardan başlar; sırasıyla meşe,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
örgü — is. 1) Örme işi veya biçimi 2) Tığ, şiş veya özel makineyle ilmiklerin yan yana getirilmesiyle örülerek yapılmış şey İstediğiniz kadar tel örgü engelleri koyunuz. F. R. Atay 3) Örülmüş saç bölüğü, belik Başı yemenili, saçları iki örgü, ayağı… … Çağatay Osmanlı Sözlük
târüpûd — (F.) [ دﻮﭘ و رﺎﺕ ] 1. kumaşın çözgü ve atkısı. 2. doku … Osmanli Türkçesİ sözlüğü