DALKAVUK — t. Eline maddî menfaatler, para vesaire geçirmek için yaltakçılık ve soytarılık edip kendi vakar ve haysiyetini muhafaza etmeyen adam … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
dönbelekçi — dalkavuk … Beypazari ağzindan sözcükler
KAS'A-LİS — Dalkavuk. Çanak yalayıcı … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
MÜDAHİN — Dalkavuk. Yüze gülen. Birisini yalandan yüzüne karşı medheden. Menfaat koparmak için dostluk eden … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
dălcăuc — DĂLCĂÚC, dălcăuci, s.m. Bătăuş, scandalagiu; om de nimic, haimana. ♦ Poreclă dată agenţilor electorali de pe vremuri. [var.: dalcaúc s.m.] – Din tc. dalkavuk. Trimis de ionel bufu, 13.09.2007. Sursa: DEX 98 dălcăúc s. m., pl. dălcăúci Trimis de … Dicționar Român
νταλκαβούκης — ο 1. παράσιτο, κόλακας, γελωτοποιός 2. αμόρφωτος, άξεστος 3. επισκέπτης που παρουσιάζεται κατά την ώρα τού φαγητού επίτηδες για να τον προσκαλέσουν να παρακαθήσει κι αυτός στο τραπέζι, ανεπιθύμητος μουσαφίρης. [ΕΤΥΜΟΛ. < τουρκ. dalkavuk] … Dictionary of Greek
alkışçı — is. 1) Alkışlayan kimse 2) mec. Şakşakçı, dalkavuk, yüze gülücü, yağcı kimse Bu işe başlarken dört yanını çevirmiş olan alkışçılar, sanki ortadan çekilmişti. M. Ş. Esendal … Çağatay Osmanlı Sözlük
çanak yalayıcı — sf. Dalkavuk İhsan bekleyen bu çanak yalayıcı, bu jurnalci yaratıklar köpeklik tarihinin yüzkarası idiler. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
dalkavukça — sf. 1) Dalkavuk gibi Zeki savcı yardımcısı, Selman ın sözlerindeki bu alaycı tonda, daha çok başasistanı memnun etmek isteyen dalkavukça bir gayret sezinlemişti. H. Taner 2) zf. Dalkavuğa yakışır biçimde … Çağatay Osmanlı Sözlük
dalkavukluk — is., ğu 1) Dalkavuk olma durumu 2) Dalkavukça davranış, şaklabanlık Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller dalkavukluk etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük