- akışkan
- sf., fiz.
Kendilerine özgü bir biçimleri olmayıp içinde bulundukları kabın biçimini alan (sıvı veya gaz), seyyal, likit
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
akım — is. 1) Akma işi 2) fiz. Hava, su vb. akışkan maddelerin veya elektrik yüklerinin belli bir yönde akışı, yer değiştirmesi, cereyan Gecenin hummalı sessizliği kulaklarında yüksek voltajlı bir elektrik akımı gibi vınlıyordu. A. İlhan Hava akımı. 3)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
akışkanlaşma — is. Akışkan duruma gelme … Çağatay Osmanlı Sözlük
akışkanlaşmak — nsz Akışkan duruma gelmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
akışkanlaştırıcı — is. Akışkan duruma getirme özelliği olan şey … Çağatay Osmanlı Sözlük
akışkanlaştırıcılık — is., ğı Akışkan duruma getirme özelliği olma … Çağatay Osmanlı Sözlük
akışkanlaştırmak — i Akışkan duruma getirmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
akışkanlık — is., ğı 1) Akışkan olma durumu 2) tic. Para ve ticaretle ilgili işlemlerde kullanılabilecek durumda olan satın alma gücü, likidite 3) tic. Kolaylıkla paraya çevrilebilme özelliği fazla olan varlıklar, likidite … Çağatay Osmanlı Sözlük
donma derecesi — is., kim. Bir maddenin akışkan durumdan katı duruma geçtiği derece … Çağatay Osmanlı Sözlük
fışkırtıcı — is. Belli hızla hareket eden bir akışkan yardımıyla, başka bir akışkanın boşalmasını sağlayan alet, ejektör … Çağatay Osmanlı Sözlük
gaz — 1. is., Fr. gaze Tül 2. is., Fr. gaz 1) Normal basınç ve sıcaklıkta olduğu gibi kalan, içinde bulunduğu kabın her yanına yayılma ve bu kabın iç yüzeyinin her noktasına basınç yapma özelliğinde olan akışkan madde 2) Gaz yağı, petrol Aklıma geldi,… … Çağatay Osmanlı Sözlük