ihtiyatlı davranmak — uyanık olmak, düşünerek davranmak Benim soyulmaya değer bir şeyim olduğu kimsenin aklına gelmezdi ama yine de ihtiyatlı davranmak lazımdı. H. E. Adıvar … Çağatay Osmanlı Sözlük
ekonomik davranmak — tutumlu davranmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
tetik davranmak — anında, çok çabuk davranmak Tehlikeyi sezince tetik davranmış, birdenbire dönerek kendini yüzüstü yere atmıştır. S. Birsel … Çağatay Osmanlı Sözlük
cömert davranmak — sakınmadan, esirgemeden bol bol vermek Size ne kadar cömert davranmış olduğunu kendiniz de biliyorsunuz. H. E. Adıvar … Çağatay Osmanlı Sözlük
çekingen davranmak — ürkekçe davranışlarda bulunmak Birdenbire kadına karşı soğuk, çekingen davranmayı da onuruma yediremiyorum. R. H. Karay … Çağatay Osmanlı Sözlük
tabancaya davranmak — ateş etmek için tabancayı bulunduğu yerden almaya kalkışmak Tabancasına davranmaya vakit kalmadan sıkışıverdi kalabalığın ortasına. Ç. Altan … Çağatay Osmanlı Sözlük
hor davranmak — kıymetini bilmemek … Çağatay Osmanlı Sözlük
silaha davranmak — kullanmak için silahına el atmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
keseye davranmak — ödemek istemek Sizi fena alıştırmışlar. Hemen keseye davranmayın. M. Ş. Esendal … Çağatay Osmanlı Sözlük
girişimde bulunmak — davranmak, teşebbüs etmek Mahmut Bey in adamlarını kendi taraflarına çekmek için her türlü girişimde bulunmuşlardı. H. E. Adıvar … Çağatay Osmanlı Sözlük