- dayatmak
- -i, -e
1) Dayama işini yaptırmak2) nsz Kendi istediğini yaptırmakta direnmek
Ertesi gün dayattı, ben onu almam diye.
- H. Taner3) -e Başkasının isteğine karşı koymak4) Empoze etmek
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Ertesi gün dayattı, ben onu almam diye.
- H. TanerÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
turunmak — dayatmak, durup direnmek; arıklaşmak; duruklamak. I I, 145, 146 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
utrunmak — dayatmak ve karşı koymak istemek; yönelmek. I, 251bkz: otrunmak … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
bodoslamak — i, argo İleri sürmek, dayatmak Elçiler durur mu, onlar da boyuna kendi devletlerinin isteklerini bodoslamaktadırlar. S. Birsel … Çağatay Osmanlı Sözlük
dayatıvermek — i, e Ansızın veya çabucak dayatmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
dayatma — is. Dayatmak işi, empoze etme Motorlu birlikler bu memleketi, hiçbir dayatmaya uğramaksızın işgal ediverince hayretten donakaldı. Y. K. Karaosmanoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
empoze — sf., Fr. imposé Dayatmak anlamında empoze etmek, dayatılmak anlamında empoze edilmek birleşik fiillerinde geçer Demokrasi ... bilime, sanata, basına kendi düşüncesini, değer yargısını, zevkini empoze etmeye kalkmama olgunluğu demektir. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
gırtlağına basmak — (birinin) birine bir şey yaptırmak için dayatmak veya inat etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük