değmek

değmek
1. -e, -er
1) Aralık kalmayıncaya kadar birbirine yaklaşmak, dokunmak, temas etmek

Kapıdan bir an birbirimize değerek girdik.

- Y. Z. Ortaç
2) Ulaşmak, erişmek

Mektup elime değmedi. Yaşı on beşine değince...

3) İstenilen yere düşmek, rast gelmek, isabet etmek

Kurşun hedefe değdi.

Birleşik Sözler
Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller
2. -e, -er
1) Değerinde olmak

Benim ömrümün üç günü üç yüz bin liraya değer.

- H. Taner
2) Karşılık olmak

Bu kadarcık bir kazanç bunca zahmetlere değer mi?

3) nsz Zevk veren şeyler hoşa gitmek

Bu kahve değdi doğrusu.

4) Herhangi bir nitelikte olmak

Bu manzara görülmeye değer.

5) Eş değerde olmak

Bütün dünyaya değer gözlerin.


Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Нужно решить контрольную?

Look at other dictionaries:

  • nazar değmek — göz değmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • nazarı değmek — gözü değmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ağırlığınca altın değmek — çok değerli olmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • zahmetine değmek — verilen emeği karşılamak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • göz değmek — uğursuzluk, kötülük getirdiğine inanılan kıskanç veya hayran bakışlar dolayısıyla kötü bir duruma düşmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • başı göğe ermek (veya değmek) — alay beklenmeyen bir mutluluğa ermek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • canına değmek — 1) çok hoşlanmak Bu limonata canıma değdi. 2) ruhu şad olmak Babanın canına değsin …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • başı taşa değmek — ağır bir durum kendisine ders olmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • eli değmek — bir şey yapmaya vakit ve fırsat bulmak Elim değmişken bir açıklamada bulunayım. H. E. Adıvar …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • gözü değmek — uğursuzluk, kötülük getirdiğine inanılan kıskanç veya hayran bakışlar dolayısıyla kötü bir duruma düşürmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”