derinden — zf. 1) En ince ayrıntısına kadar, etraflıca 2) Pek belli olmayan uzak bir yerden Derinden sesler geliyor. 3) İçten Birleşik Sözler derinden derine … Çağatay Osmanlı Sözlük
koyu koyu — sf. 1) İyice koyu (renk) 2) zf. Uzun uzun, derinden derine Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller koyu koyu düşünmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
lodoslu — sf. Lodosu olan, lodosa sahip veya lodosa maruz kalan Lodoslu deniz aşağıdaki kıyıyı dövdükçe koca bina derinden derine yalpalardı. C. Uçuk … Çağatay Osmanlı Sözlük
önsezi — is. 1) Hiçbir belirti yokken bir şeyin olacağını sezme, içe doğma, hissikablelvuku, basiret, altıncı duyu veya his Bir önsezi benliğini derinden derine yokluyor kuruntusuna kapılmıştı. T. Buğra 2) fel. Temellendirilmeyen duygu, verilmemiş olanın … Çağatay Osmanlı Sözlük
TEFEKKÜR — Fikretmek. Düşünmek. Fikri harekete getirmek.(Tefekkür, gafleti izale eder. Dikkat, teemmül; evham zulümâtını dağıtıyor. Lâkin nefsinde, bâtınında, hususi ahvâlinde tefekkür ettiğin zaman derinden derine tafsilât ile tetkikat yap. Fakat afâkî,… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük