çatma — is. 1) Çatmak işi 2) Provada geçici olarak bir giysiye iliştirilmiş olan parça 3) Duvarları ağaç gövdesinden birbirine takılarak ve çivisiz olarak yapılan yayla evi, Yörük çadırı 4) Bir çeşit döşemelik kumaş Sonra o çatma örtülü minderin üstüne… … Çağatay Osmanlı Sözlük
derme — is. 1) Dermek işi 2) Aynı türden bir araya getirilmiş şeylerin hepsi, koleksiyon Birleşik Sözler derme çatma … Çağatay Osmanlı Sözlük
kıytırık — derme çatma … Beypazari ağzindan sözcükler
gecekondu gibi — derme çatma yapılmış olan (yapı) … Çağatay Osmanlı Sözlük
salaş — is., Mac. szállás 1) Sebze, meyve vb. satmak için kurulmuş, eğreti, derme çatma dükkân Bizim salaş bütün ömrünce kaç defa süpürülmüş, kaç defa yıkanmış? A. Gündüz 2) sf. Tahtadan yapılmış (baraka) Kenar mahalleleri gezerken birtakım salaş… … Çağatay Osmanlı Sözlük
bankacı — is. Bankacılık işlemleri ile uğraşan veya bankada görevli kimse Eczacı, bankacı olup da geceleri orkestracı kesilen derme çatma orkestramız... H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
boktan — sf., kaba Temelsiz, derme çatma, yararsız … Çağatay Osmanlı Sözlük
cavalacoz — sf., argo Değersiz, önemsiz, derme çatma … Çağatay Osmanlı Sözlük
çerge — is. 1) Derme çatma çadır, göçebe çadırı Belki on aile keçelerden, kilimlerden çergelerini meyve ağaçlarının altlarına kurdular. Ö. Seyfettin 2) Çingene çadırı 3) tar. Otağ … Çağatay Osmanlı Sözlük
eften püften — sf. Baştan savma yapılmış, dayanıksız, derme çatma, çürük, değersiz Eften püften bir iskele … Çağatay Osmanlı Sözlük