- deşmek
- -i, -er
1) Oymak, delmek, yara açmak, içini açmak, karıştırmak, kazmak2) mec. Bir sorunun üzerinde yeniden durmak, hatırlatmak, kurcalamak
Bu hatıraları daha deşmek istemiyorum.
- H. E. Adıvar
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Bu hatıraları daha deşmek istemiyorum.
- H. E. AdıvarÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
deşmek — eşmek … Beypazari ağzindan sözcükler
karanlığı deşmek (veya yırtmak) — 1) karanlıkta görmeye çalışmak, aydınlığa çıkmak için çaba harcamak Gözleriyle sokakların karanlıklarını yırtmaya uğraşarak sinirli bir telaş içinde çırpınıyordu. H. R. Gürpınar 2) mec. büyük sıkıntı ve üzüntüden kurtulmak için çabalamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
yarasını deşmek — acıyı, üzüntüyü hatırlatmak, tazelemek … Çağatay Osmanlı Sözlük
derdini deşmek (veya depreştirmek) — (bir kimse birinin) derdini hatırlatıp yeniden üzülmesine yol açmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
deşelemek — i 1) Güçlü bir biçimde deşmek, karıştırmak Yaban domuzları tarlayı deşelemişler. 2) mec. Araştırmak Bu biraz da ihtiyarı deşelemek, o profesör hakkında bildiklerini söyletmek içindi. T. Buğra … Çağatay Osmanlı Sözlük
deşme — is. Deşmek işi … Çağatay Osmanlı Sözlük
neşterlemek — i 1) Neşterle kesmek 2) mec. Üzüntü verecek bir durumu veya sorunu hatırlatmak, deşmek Cemiyetin böyle üstü kapalı işleyen yaralarını açıp da neşterlemelidir. Ö. Seyfettin … Çağatay Osmanlı Sözlük
yara — is. 1) Keskin bir şeyle veya bir vuruşla vücutta oluşan derin kesik Mendilimi bir çatkı şekline sokarak başıma, yaramın üzerine sardım. R. H. Karay 2) Bir şeyin iç veya dış yüzünde herhangi bir etki ile oluşan ve tehlikeli olabilen oyuk, gedik,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
bir dokun bin ah işit (veya dinle) (kâseifağfurdan) — insanları konuşturmak için biraz dertlerini deşmek yeter anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
kazımak — kazmak ve eşmek, deşmek, kazımak III, 264 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini