dikenli balık — is., ğı, hay. b. Dikenli balıkgillerden, tatlı sularda yaşayan, göğüs veya karın yüzgeçleri dikenlerden oluşmuş küçük bir balık (G. aculeatus) … Çağatay Osmanlı Sözlük
dikenli tel — is. Üzerinde yer yer diken gibi sivri çıkıntıları olan ve bir yeri korumak, geçişi güçleştirmek için kullanılan tel Sıra sıra demir beton direkler arasında dikenli teller gerilmişti. S. F. Abasıyanık … Çağatay Osmanlı Sözlük
dikenli yol — is. Zorluk, sıkıntı ve üzüntü ile dolu olan süreç Şarkıcı olmak için yana tutuşa geçtiğim tutkunun dikenli yollarından söz edemeyeceğim. M. Mungan … Çağatay Osmanlı Sözlük
dikenli balıkgiller — is., ç., hay. b. Balıklar sınıfının kemikli balıklar takımına giren bir familya … Çağatay Osmanlı Sözlük
dikenli meyan — is., bit. b. 1 2 m yükseklikte, beyazımsı mor çiçekli, tüysü yapraklı çok yıllık bir bitki, acı meyan (Glycyrrhiza echinata) … Çağatay Osmanlı Sözlük
dikenli salyangoz — is., hay. b. Karından bacaklılar sınıfından, ılık ve tropik denizlerde yaşayan, kabuğu üzerinde birçok dikeni olan bir yumuşakça, iskerlet (Murex) … Çağatay Osmanlı Sözlük
dikenli yüzgeçliler — is., ç., hay. b. Kemikli balıklar takımının bir alt familyası … Çağatay Osmanlı Sözlük
ŞAİK — Dikenli … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
yavşan — dikenli batar şeyler, bir nevi ot dur odun nevinden, haşak, silenk gibi … Çağatay Osmanlı Sözlük
tüşkün — dikenli kitre ağaçcığı I, 443bkz: tüşürkün … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini