eksik doğmak — vaktinden önce veya organları gelişmeden doğmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
kalbe (veya kalbine) doğmak — içine doğmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
gönlüne doğmak — içine doğmak, sezmek, hissetmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
üzerine bir iki güneş doğmak — sabah yataktan geç kalkmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
güneş doğmak — sabahleyin güneş ufuktan yükselmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
gün doğmak — sabah olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
üstüne bir iki güneş doğmak — hlk. sabah yataktan geç kalkmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
içine doğmak — bir işin olacağını veya olduğunu hiçbir belirtiye dayanmadan önceden sezinlemek, malum olmak Bunu git hocadan sor, elbette benden, senden önce o cennetlik kişinin içine doğmuştur. R. H. Karay … Çağatay Osmanlı Sözlük
eline doğmak — (biri ötekinin) yaşlı bir kimse, birini, çocukluğundan beri çok yakından tanımak … Çağatay Osmanlı Sözlük
togmak — doğmak, meydana çıkmak, belirmek; yükselmek, havalanmak, gö ğe ağmak I, 65, 96, 301, 332, 340, 429, 456; I I, 14, 80, 128; III, 183,194, 247, 282, 333, 378 § kün togs ıg dogu … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini