doğmak

doğmak
nsz, -ar
1) Dünyaya gelmek
2) Güneş, ay, yıldız ufuktan yükselerek görünmek

Bir sabah güneş doğarken kafile yola çıktı.

- R. N. Güntekin
3) -e Düşünce, hayal vb. zihinde birdenbire oluşmak
4) mec. Ortaya çıkmak, sonucu olmak

Nezaket denen şey, kadının hanımlaşması ile beraber doğdu.

- F. R. Atay
Birleşik Sözler
Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Поможем написать курсовую

Look at other dictionaries:

  • eksik doğmak — vaktinden önce veya organları gelişmeden doğmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kalbe (veya kalbine) doğmak — içine doğmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • gönlüne doğmak — içine doğmak, sezmek, hissetmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • üzerine bir iki güneş doğmak — sabah yataktan geç kalkmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • güneş doğmak — sabahleyin güneş ufuktan yükselmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • gün doğmak — sabah olmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • üstüne bir iki güneş doğmak — hlk. sabah yataktan geç kalkmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • içine doğmak — bir işin olacağını veya olduğunu hiçbir belirtiye dayanmadan önceden sezinlemek, malum olmak Bunu git hocadan sor, elbette benden, senden önce o cennetlik kişinin içine doğmuştur. R. H. Karay …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • eline doğmak — (biri ötekinin) yaşlı bir kimse, birini, çocukluğundan beri çok yakından tanımak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • togmak — doğmak, meydana çıkmak, belirmek; yükselmek, havalanmak, gö ğe ağmak I, 65, 96, 301, 332, 340, 429, 456; I I, 14, 80, 128; III, 183,194, 247, 282, 333, 378 § kün togs ıg dogu …   Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”