- doğurucu
- sf.
Yeni düşünceleri ortaya koyan (kimse), üretken, yaratıcı
Ziya Gökalp'ın kuvvetli bir hafızası, doğurucu bir muhayyilesi vardı.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Ziya Gökalp'ın kuvvetli bir hafızası, doğurucu bir muhayyilesi vardı.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
NÜTUC — Doğurucu hayvan. * Doğurması yakın olan … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
müstelzim — gerektirici; doğurucu; sonuç doğurucu … Hukuk Sözlüğü
torpil balığı — is., hay. b. Tırpanayı andıran ve başındaki bir organdan elektrik çıkararak başka balıkları öldüren, yavru doğurucu bir balık, uyuşturan balığı (Raia torpedo) … Çağatay Osmanlı Sözlük
ETLAD — Evde doğan câriyeler. * Eski mal. * Damızlık denilen doğurucu hayvan … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
TESEVVÜR — Kadının çok doğurucu olması … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
fesih — fesih: Devam etmekte olan bir hukuki ilişkiyi, tek taraflı olarak ve ileriye dönük olmak üzere sonlandıran bozucu yenilik doğurucu irade beyanı … Hukuk Sözlüğü