- dolmak
- nsz, -ar
1) Dolu duruma gelmek2) Bitkiler olgunlaşmak, erginleşmek
Gök ekini biçer gibi!.. Başaklar daha dolmadan.
- T. Buğra3) Bir yere iyice yayılmak, kaplamakOda sigara dumanı dolmuştu.
- S. F. Abasıyanık4) Bir yerde pek çok eşya veya kimse toplanmak, kalabalık duruma gelmekKıştan kurtulur kurtulmaz deniz kenarları insanla, sandalla dolar.
- S. F. Abasıyanık5) Süre, hesap tamamlanmakSüresi doldu, emekliye ayrıldı.
6) mec. Sabrı tükenip öfkesi taşacak duruma gelmekAtasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.