aktarma etmek — aktarmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
aktarma yapmak — 1) bir taşıttan ötekine geçmek 2) bütçede bir bölümden başka bir bölüme ödenek geçirmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
dam aktarma — is. Damın kiremitlerini elden geçirip kırıklarını değiştirme … Çağatay Osmanlı Sözlük
damar aktarma — is., tıp Vücudun bir yerinden alınan damarı tıkanmış damarın yerine koymak suretiyle yapılan tedavi, baypas … Çağatay Osmanlı Sözlük
huda — aktarma … Hukuk Sözlüğü
aktarmacılık — is., ğı Aktarma işi, aktarma işiyle uğraşma … Çağatay Osmanlı Sözlük
ακταρμάς — ή αχταρμάς, ο (λ. τουρκ. aktarma = αλλάζω την κατεύθυνση κάποιου, μεταβιβάζω) κοινός εμποροναυτικός όρος που σημαίνει μετεπιβίβαση ανθρώπων ή μεταφόρτωση εμπορευμάτων από ένα πλοίο σε άλλο. Αυτό γίνεται στις περιπτώσεις που το πρώτο πλοίο… … Dictionary of Greek
aktarabilmek — i, den, e Aktarma imkânı veya olasılığı bulunmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
aktarılmak — nsz Aktarma işine konu olmak O, şimdi kulaktan kulağa aktarılan anekdotları, nefis ve veciz esprileri ile anılageliyor. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
aktarım — is. 1) Aktarma işi, nakil 2) ruh b. Psikoterapide hastanın terapiste ruhsal yapısı üzerinde etkili olmuş deneyim ve ilişkilerini aktarması Birleşik Sözler kan aktarımı para aktarımı organ aktarımı … Çağatay Osmanlı Sözlük