curcunaya çevirmek (veya döndürmek veya vermek) — (bir yeri) ortalığı karışık, gürültülü duruma sokmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
dalavere çevirmek (veya döndürmek) — yalan dolanla gizlice kötü iş görmek Beyefendi dalaveresini döndüreceği yerleri adamlarından hiç kimseye söylemedi. Ö. Seyfettin … Çağatay Osmanlı Sözlük
dolap çevirmek (veya döndürmek) — hile ve dalavere ile iş yapmak İleride işler yapmaya, dolaplar çevirmeye başlarsa kendi de bundan istifade edecekti. E. E. Talu … Çağatay Osmanlı Sözlük
fırıldak çevirmek (veya döndürmek) — isteğini elde etmek için hileli yollara başvurmak Anasının gözü kardeşi, işi gücü fırıldak çevirmek. A. İlhan … Çağatay Osmanlı Sözlük
çılgına döndürmek — birini sevinç, öfke, kızgınlık vb. duygular sonucu aşırı ölçüde heyecanlandırmak Şöyle az buçuk mürekkep yalamış bir insanı böylesine üç nutuk çılgına döndürür. S. F. Abasıyanık … Çağatay Osmanlı Sözlük
ırgat pazarına döndürmek — (bir yeri) karışık ve dağınık bir duruma getirmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
maymuna benzetmek (veya çevirmek veya döndürmek) — (bir şeyi) gülünç ve çirkin duruma sokmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
çarkı döndürmek — hlk. geçimini sağlamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
muma döndürmek (veya çevirmek) — her sözü dinler duruma getirmek, uslandırmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
baş döndürmek — başarıdan, gururdan, sevinçten çok mutlu duruma getirmek, aşırı heyecanlandırmak Ordu karargâhına giriş, artık bir mabede çıkılıyor gibi baş döndürür. F. R. Atay … Çağatay Osmanlı Sözlük