- duyarlı
- sf.
Dış etkenlere karşı duyarlığı olan, hassas
Ordu yürürse, sayısını, sırasını seçecek kadar duyarlı kulakları vardı.
- N. Araz
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Ordu yürürse, sayısını, sırasını seçecek kadar duyarlı kulakları vardı.
- N. ArazÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
ağ tabaka — is., anat. Göz yuvarlarının iç yüzeyinde görme sinirinin yayılması ile beliren, ışığa duyarlı, ağımsı bölüm, retina … Çağatay Osmanlı Sözlük
banyo — is., İt. bagno 1) Yapılarda, içinde yıkanılan bölüm 2) Banyo küvetinde yıkanma işi 3) Tedavi amacı ile hazırlanan ilaçlı su Doktorlar hap, banyo ve perhiz tavsiye etmiş. B. Felek 4) Vücudun bir bölümünü veya bütününü, fiziksel veya kimyasal bir… … Çağatay Osmanlı Sözlük
canevi — is., hlk. 1) Kalbin altındaki bölge Yazın susamışken birdenbire bir soğuk su içtiniz mi bir sancı, bir ağırlık oturuverir; öyle bir şey oturdu canevime. S. F. Abasıyanık 2) mec. En duyarlı yer, yürek Bir çift göz istiyorum, canevimi görecek. B. K … Çağatay Osmanlı Sözlük
depremyazar — is. Depremlerin yerini, süresini, şiddetini tespit eden çok duyarlı cihaz, sismograf … Çağatay Osmanlı Sözlük
duyar — sf. 1) Duygulu, duygun, duyarlı, hassas 2) Beden üzerinde uyarıldığında hızlı ve güçlü tepkilere yol açan Duyar bölge. Birleşik Sözler duyar kat … Çağatay Osmanlı Sözlük
duyarlılık — is., ğı Duyarlı olma durumu … Çağatay Osmanlı Sözlük
duyarsız — sf. Duyarlı olmayan Kızın bir beton duvarı gibi duyarsız ve sert gözlerine bakıyor. A. Kulin … Çağatay Osmanlı Sözlük
duyarsızlaşmak — nsz Duyarlı olma yeteneği kalmamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
fotolitografi — is., Fr. photolitographie Taş, maden üzerindeki örneklerin, ışığa duyarlı tabakalar üzerinde fotoğraf veya kopya yoluyla çıkarılmasında kullanılan baskı tekniği … Çağatay Osmanlı Sözlük
hassas — sf., Ar. ḥassās 1) Duyum ve duyguları algılayan Halıda kaybolan ayak seslerini evvela Peregrini nin hassas kulakları sezdi. H. E. Adıvar 2) Çabuk duygulanan, duygun, duyar, duyarlı, içli, alıngan İri yarı bir adam olmakla beraber pek hassastı. A … Çağatay Osmanlı Sözlük