- düğümlü
- sf.
1) Düğümlenmiş olan2) Budaklı
Yüksek çınarların yamru yumru düğümlü dalları henüz yapraklarla örtülmemişti.
- Ö. Seyfettin3) mec. Sorunlu, karışık
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Yüksek çınarların yamru yumru düğümlü dalları henüz yapraklarla örtülmemişti.
- Ö. SeyfettinÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
çözmek — i, er 1) Düğümlü, bağlı veya sarılı bir şeyi açmak 2) Düğmeyi iliğinden açmak Yalnız göğsünün düğmelerini çöz. P. Safa 3) Saçı açmak 4) Bulmaca, sorun vb.nin bilinmeyen, gizli noktasını bulup açıklamak, sonuca bağlamak Kır saçlı postacı bulmacayı … Çağatay Osmanlı Sözlük
gez — 1. is. 1) Okun, kirişe geçen ucundaki kertik 2) Tüfek, tabanca vb. ateşli silahlarda namlunun gerisinde bulunan ve nişan alırken arpacıkla birlikte göz ile hedef arasında aynı doğru üzerine getirilen kertik Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller gez… … Çağatay Osmanlı Sözlük
iğne oyası — is. İğneyle değişik biçimli veya düğümlü ilmekler oluşturularak ve bunlar birleştirilerek yapılan oya … Çağatay Osmanlı Sözlük
orospu bohçası — is., hlk. 1) Derli toplu olmayan, sarsak ve düğümlü, düğümleri tavşan kulaklı, kötü düzenlenmiş bohça 2) Acele yapılmış, fındık yerine az miktarda ceviz konmuş, ekmek içi iyi ezilmemiş, sarımsakları diş diş kalmış bir tür tarator … Çağatay Osmanlı Sözlük
GİRİH-GÎR — f. Düğümlü, dolaşık … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
MA'KUD — (U, uzun okunur) Akdolunmuş, bağlanmış, düğümlü, bağlı … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
MÜŞTEBİK — (Şebeke. den) Kafes gibi örülü olan. * Karışık, düğümlü olan … Yeni Lügat Türkçe Sözlük