eğreti

eğreti
sf.
1) Belirli bir süre sonra kaldırılacak olan, geçici, muvakkat

O gün için oraya eğreti olarak getirilmişe benziyordu.

- A. İlhan
2) Takma

Eğreti diş. Eğreti bacak.

3) Belli belirsiz
4) Uyumsuz, yakışmamış
5) zf. İyi yerleşmemiş, yerini bulmamış bir biçimde

Ayakları karada ama eğreti duruyorlar rıhtım taşları üzerinde.

- Z. Selimoğlu
6) zf. Üstünkörü, ciddiye almadan

Her işi eğreti yapar oldun, her işi ucundan tutar oldun.

- S. Ayverdi
Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Поможем сделать НИР

Look at other dictionaries:

  • eğreti — benimsenmeyen, geçici …   Beypazari ağzindan sözcükler

  • eğreti almak — ödünç almak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • eğreti ata binen tez iner — ödünç alınmış araçlarla girişilen işler çok kez yürütülemez anlamında kullanılan bir söz …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • eğreti kuyruk tez kopar — temeli olmayan işlere güvenilmez anlamında kullanılan bir söz …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • eğreti oturmak — bir yerde çok kısa süre oturmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • eğreti vermek — ödünç vermek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • dingildek — eğreti …   Beypazari ağzindan sözcükler

  • emanet hayvanın kuskunu yokuşta kopar — eğreti olarak kullanılmak üzere verilen şey uydurma olur, hiç umulmadık bir anda bozulur anlamında kullanılan bir söz …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kap — egreti hısım III, 146 …   Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini

  • Atıf Yılmaz — (December 25, 1925 – May 5, 2006) was a renowned Turkish film director, screenwriter and film producer. He was almost a legend in the film industry of Turkey with 119 movies directed. He also wrote 53 screenplays and produced 28 movies since 1951 …   Wikipedia

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”