- ehemmiyet
- is., Ar. ehemmiyyet
Önem
Bu işlerde yaşın ne ehemmiyeti olurmuş?
- H. TanerAtasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Bu işlerde yaşın ne ehemmiyeti olurmuş?
- H. TanerÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
ehemmiyet vermek — önem vermek, önemsemek Randevu saatlerine ehemmiyet verir misiniz? K. Tahir … Çağatay Osmanlı Sözlük
EHEMMİYET — Mühim olma, ağırlık, değerlilik, dikkate değer olma, dikkat ve ihtimam, kıymet, nazar ı dikkati çekme … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
ehemmiyet — önem; bir şeye verilen değer … Hukuk Sözlüğü
hâiz-i ehemmiyet — [ ﺖﻴﻤها ﺰﺋﺎﺣ ] önemli … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
HAİZ-İ EHEMMİYET — Ehemmiyetli, mühim, önemli … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
İHMAL — Ehemmiyet vermemek. Yapılması lâzım bir işi sonraya bırakma. Dikkatsizlik. Başlayıp bırakmak. Terk etmek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
ehemm — (A.) [ ﻢها ] en önemlisi. ♦ ehemmiyet atfetmek önem vermek, önemsemek ♦ ehemmiyet kesb eylemek önem kazanmak … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
istihkar — is., esk., Ar. istiḥḳār Hor görme, aşağılama Kendimi tutamadım, sanki bu zenginliğe hiç ehemmiyet vermiyormuşum gibi istihkarla yüzümü ekşittim. Ö. Seyfettin Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller istihkar etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
önem — is. Bir şeyin nitelik veya nicelik bakımından değeri olma durumu, ehemmiyet Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller önem vermek … Çağatay Osmanlı Sözlük
göz ucuyla süzmek — iyice tanımak, bilmek veya dikkat çekmek amacıyla hafif kısık gözle incelemek, bakmak Sokakta göz ucuyla süzdüğüm kadının bana ehemmiyet vermediğini görürsem hoşça bir latife söyleyiveririm. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük