- elemli
- sf.
Üzüntülü, kederli
Çektiği elemli aşkla mesut olmasa da bunları sevdiği şüphesizdir.
- A. Ş. Hisar
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çektiği elemli aşkla mesut olmasa da bunları sevdiği şüphesizdir.
- A. Ş. HisarÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
MÜELLEM — Elemli, kederli … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
elîm — elemli; kederli acılı … Hukuk Sözlüğü
göynük — sf., ğü, hlk. 1) Yanık, yanmış 2) Güneşte yanmış 3) İyice olmuş (yemiş) 4) mec. Acısı olan, elemli 5) is. Orman yakılarak açılan tarla … Çağatay Osmanlı Sözlük
elemzede — (A. F.) [ ﻩدز ﻢﻝا ] elemli … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
müteellim — (A.) [ ﻢﻝﺄﺘﻡ ] elemli … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
Ağrığu — derdnak, gamnak, elemli, azarlı … Çağatay Osmanlı Sözlük
CİSMANİYET — Cismânilik. Maddi beden sahibi olmak hâli.(Sual : Kusurlu, noksaniyetli, mütegayyir, kararsız, elemli cismaniyetin, ebediyetle ve cennetle ne alâkası var? Madem, ruhun âli lezâizi vardır; ona kâfidir. Lezaiz i cismaniye için bir haşr i cismâni… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
EFFAF — Çok of! çeken. Sıkıntılı, muztarib ve kederli kimse. Elemli, gamlı, tasalı adam … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
ELEM-NÜMUD — Elem gösteren, elemli … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
FEC' — Bir kimsenin, musibetten dolayı elemli olması. * İncinmek. * Tasalı olmak, kederli ve hüzünlü olu … Yeni Lügat Türkçe Sözlük