- emekli
- sf.
1) Emek harcanarak elde edilen, zor, zahmetli2) Belirli bir süre çalıştıktan sonra kanunlar gereği işi ile ilgisi kesilerek kendisine aylık bağlanmış olan (kimse)
Buraya gelenler hep asker emeklileridir.
- H. TanerBirleşik SözlerAtasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller- <- <
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Look at other dictionaries:
emekli aylığı — is. Emekli olduktan sonra ödenen aylık, emekli maaşı … Çağatay Osmanlı Sözlük
emekli ikramiyesi — is. Emekli olma sırasında yapılan toplu ödeme … Çağatay Osmanlı Sözlük
emekli maaşı — is. Emekli aylığı … Çağatay Osmanlı Sözlük
emekli olmak — belirli bir süre çalıştıktan sonra kanun ile sağlanan haklardan yararlanarak görevinden ayrılmak, tekaüt olmak Emekli olduğuna hayıflandığı kadar babasının ölüşüne de o kadar hayıflanıyor. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
malulen emekli — is. Hastalığı veya sakatlığı dolayısıyla erken emekli edilmiş kimse … Çağatay Osmanlı Sözlük
tam maaşla tekaüt (veya emekli) — şaka işi az, ödeneği çok olan bir işe yerleşenler için söylenen bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
tekaüt olmak — emekli olmak, emekliye ayrılmak Son günlerde tekaüt olduğunu haber almıştım. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
aylık bağlamak — emekli olan veya başka sebeplerle çalışmayanlara her ay için belirli bir parayı ödemeyi üstlenmek, maaş bağlamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
emekliye ayrılmak (veya çıkmak) — emekli olmak, tekaüde sevk olunmak Kafaları dazlaklaşmış, emekliye çıktıktan sonra adam kıtlığında gene işe alınmış. M. Ş. Esendal … Çağatay Osmanlı Sözlük
tegavit — emekli olmak … Beypazari ağzindan sözcükler