emmek — I, 169 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
helal süt emmek — doğruluktan ayrılmamak Ben helal süt emmiş adamım, ağabey. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
kanını emmek — (bir şeyin) insafsızca sömürmek Yıllarca, yüzyıllarca onun kanını emdikten ve onu bir posa hâlinde katı toprak üzerine attıktan sonra, şimdi de gelip ondan tiksinmek hakkını kendinde buluyorsun. Y. K. Karaosmanoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
MELC(E) — Emmek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
TEMASSUS — Emmek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
şima — emmek, suğurmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
emsemek — emmek istemek I, 278 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
sormak — emmek, sormak I, 16; II, 70; III, 181 (sorgu) sormak, aramak. III, 181 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
MASS — Emmek. Bir şeyi eme eme içmek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
MASSETMEK — Emmek, emerek içmek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük