- endamlı
- sf.
Boylu, boyu bosu yerinde
Endamlı, balıketinde bir taze.
- A. İlhan
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Endamlı, balıketinde bir taze.
- A. İlhanÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
çelimlik — endamli, suretli … Çağatay Osmanlı Sözlük
fevkalade — sf., Ar. fevḳ + ˁāde 1) Alışılmış olandan ayrı, olağanüstü, beklenmedik, görülmedik, işitilmedik Çok güzel bir kadın, kumral, orta boylu ama çok mütenasip, fevkalade endamlı. R. H. Karay 2) Aşırı, çok fazla Eski kâtibe, şimdi fevkalade şık… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kaytan bıyıklı — sf. İnce ve uzun bıyıklı Ben büyüyünce uzun boylu, ince endamlı, kaytan bıyıklı bir delikanlı olmak ve hep öyle kalmak emelindeydim. Y. K. Karaosmanoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
yaltaklık etmek — yaltaklanmak O iri, endamlı, dökme kehribar vücudunda öyle bir sokulmak, sürtünmek, bir kedi gibi mırıldana mırıldana yaltaklık etmek istidadı göze çarpardı ki işte bu hâl kasaba çapkınlarının uykularını kaçırır, akıllarını alırdı. R. H. Karay … Çağatay Osmanlı Sözlük
GÜLENDAM — f. Güzel endâmlı, boyu gül gibi nâzik ve lâtif olan … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
NAZENİN — f. İnce, nazlı, zayıf, lâtif, hoş eda olan, nazlı yetişmiş, şımarık. Oynak. Nazik endamlı … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
NÂZİK-ENDÂM — f. Lâtif ve güzel vücutlu. Nâzik endamlı … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
SERES — Zayıf endamlı … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
gındamlı — 1. endamlı 2. giyimine özen gösteren … Beypazari ağzindan sözcükler