- engebeli
- sf.
Engebesi olan, engebesi çok olan, arızalı
Engebeli arazi.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
engebeli
Look at other dictionaries:
çetrefil — sf. 1) Karışıklığı dolayısıyla, anlaşılması veya sonuca bağlanması güç Çetrefil siyasete aklım ermez. A. İlhan 2) Yapı ve ses kurallarına aykırı kullanılan (dil) Onun çetrefil bir dili var. 3) Sarp, engelli ve engebeli (yer) Bu engebeli,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
arızalı — sf., esk. 1) Engebeli Ordu arızalı fakat kısa bir yoldan yürüyüşe tekrar başladı. F. F. Tülbentçi 2) Aksayan, işlemeyen, bozulmuş (araç vb.) 3) mec. Yarım yamalak Eniştemizin memuriyet hayatı büsbütün duraklayacağı yerde arızalı seyrine devam… … Çağatay Osmanlı Sözlük
engebelik — is., ği, coğ. 1) Engebeli olma durumu 2) Engebe Anadolu nun engebeliğini gösteren bir harita … Çağatay Osmanlı Sözlük
füniküler — is., Fr. funiculaire Dağlarda, engebeli arazilerde germe ve çekme halatlarıyla hareket ettirilen, raylı taşıma sistemi … Çağatay Osmanlı Sözlük
iniş çıkış — sf. Engebeli olan … Çağatay Osmanlı Sözlük
keçi yolu — is. Engebeli yerlerden gelip geçenlerin ayak izlerinden oluşan, tekerlekli araç işlemeyen dar yol, çığır, patika … Çağatay Osmanlı Sözlük
kokurdan — is., hlk. Kalkerli ve karstik özelliği ağır basan yerlerde çukurlukları bol, engebeli arazi … Çağatay Osmanlı Sözlük
motokros — is., sp., İng. motorcross Kırlarda ve engebeli arazilerde motosikletle yapılan yarış … Çağatay Osmanlı Sözlük
yarma — is. 1) Yarmak işi 2) Engebeli bir yerde, herhangi bir yolu geçirmek için açılmış yer Demir yolu birçok yarmalardan geçer. 3) Gelişigüzel kırılmış buğday, dövme Yarma arpa. Yarma burçak. 4) Gelişigüzel kırılmış buğdaydan yapılan bir tür çorba 5)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
yontuk düz — is., coğ. Erozyon etkisiyle oluşmuş, yumuşak engebeli yeryüzü parçası, yalama yazı, peneplen … Çağatay Osmanlı Sözlük
