- engelsiz
- sf.
Engeli olmayan, mâniasız
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
açık — sf., ğı 1) Açılmış, kapalı olmayan, kapalı karşıtı Açık pencerenin önünde denize karşı saatlerce dertleştik. R. N. Güntekin 2) Engelsiz Açık yol. 3) Örtüsüz, çıplak Açık baş. 4) Boş Kâğıtta açık yer kalmadı. 5) Görevlisi olmayan, boş (iş, görev) … Çağatay Osmanlı Sözlük
mâniasız — sf. Engelsiz … Çağatay Osmanlı Sözlük
parazitsiz — sf. Paraziti olmayan Dünyaya ne yapmak için gelmişse engelsiz, parazitsiz kendini o işe adayabiliyor. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
bilâmâni'a — (A.) [ ﻪﻌﻥﺎﻡﻼﺑ ] engelsiz … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
BASİT — Kıymetsiz. * Geniş * Yaygın olan. * Mücerred ve münferid olup, mürekkeb ve müellef olmayan. * Neş eli. Güleryüzlü. Düz, arızasız, engelsiz. * Edb: Aruz vezinlerinden biri … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
SERBEST — f. Kayıtsız. Başıboş. İstediği gibi hareket edebilen. * Sıkılmayan. * Engelsiz … Yeni Lügat Türkçe Sözlük