enine boyuna

enine boyuna
sf.
1) Gösterişli, iri yarı

Hulusi Bey elli yaşlarında, enine boyuna bir adamdı.

- H. Taner
2) zf. Çok ince ayrıntıları ile, eksiksizce, enikonu

Benimle enine boyuna serbest konuşmaktan zevk alırdı.

- Y. K. Beyatlı

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Поможем решить контрольную работу

Look at other dictionaries:

  • boy — 1. is., top. b. Ortak bir atadan türediklerine inanılan toplumsal ve ekonomik ilişkilerinde anaerkil, ataerkil anlayışı uygulayan geleneksel topluluk, kabile, klan Türk boyları birbirlerini kardeş tanıyorlar. O. S. Orhon Birleşik Sözler boy beyi… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ariz amik — zf., esk., Ar. ˁarīż + ˁamīḳ Enine boyuna, her yönü ile İşçileri ariz amik inceleyip rapor edecek. A. İlhan …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kafadaş — is. Kafadar Biraz da kendi kendinize, kendi kafadaşlarınızla baş başa kalarak enine boyuna her şeyi ölçünüz. E. İ. Benice …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • serdetmek — i, der, esk., Ar. serd + T. etmek İleri sürmek Enine boyuna birçok deliller serdetti. Y. K. Beyatlı …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • şabloncu — is. Bir düşünceyi enine boyuna irdelemeden olduğu gibi benimseyen veya kabullenen kimse …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • masaya yatırmak — (bir şeyi) bir konuyu, olayı enine boyuna araştırmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • zahmet etmek — 1) biri için yorulmak veya masrafa girmek 2) çaba harcamak, gayret göstermek Zahmet edip enine boyuna okumazlardı. H. Taner …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • İNBİSAT — Genişleme. Yayılma. * Açık yüzlü olma. Şâd, mesrur ve mahzuz olma. * Gönül açıklığı. Kalb ferahlığı. * Fiz: Sıcaklığın etkisiyle madenî cisimlerin enine, boyuna büyüyüp uzaması. Genleşme …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • arîz ve amîk — genişlik ve derinliğine; enine boyuna; uzun uzadıya …   Hukuk Sözlüğü

  • ARİZ VE AMİK — Enine ve boyuna, genişliğine ve derinliğine, tafsilâtlı şekilde …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”