- esinti
- is.
Belli belirsiz hissedilen hafif yel, nefha
Güneş gene alevlendi, kavak yapraklarına türkü söyleten serin esinti dindi.
- T. Buğra
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Güneş gene alevlendi, kavak yapraklarına türkü söyleten serin esinti dindi.
- T. BuğraÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
esin — esinti, rüzgâr, I, 77, 165, 266, 288; II, 223; III, 147 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
rüzgâr — is., Far. rūzgār 1) Havanın yer değiştirmesinden oluşan esinti, yel, bad 2) meteor. Rüzgâr çizelgesinde hızı 17 21 deniz mili olan ve kuvveti 5 ile gösterilen esinti Birleşik Sözler rüzgâr altı rüzgâr çizelgesi rüzgârgülü rüzgârölçer rüzgâr üstü … Çağatay Osmanlı Sözlük
liesinti — vksm. Liesinti gývulius … Bendrinės lietuvių kalbos žodyno antraštynas
nuliesinti — vksm. Ši̇̀taip nuliesinti šùnį … Bendrinės lietuvių kalbos žodyno antraštynas
pasipriešinti — vksm. Pasipriešinti užpuoli̇̀kams, prievartai, agrèsijai … Bendrinės lietuvių kalbos žodyno antraštynas
babafingo — is., den., İt. papafico Yelkenli gemilerde direklerin ve gabyanın üstünde bulunan en yüksek bölüm Ben, serin bir esinti bulmak umuduyla ta babafingonun başına tırmandım. Halikarnas Balıkçısı … Çağatay Osmanlı Sözlük
hava — is., Ar. hevā 1) Hava yuvarını oluşturan, bütün canlıların solunumuna yarayan, renksiz, kokusuz, akışkan gaz karışımı 2) Meteoroloji ile ilgili olayların bütünü Hava biraz bozukçaydı, dışarıda serin bir yağmur çiseliyordu. M. Ş. Esendal 3)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
ipilti — is., hlk. Hafif esinti … Çağatay Osmanlı Sözlük
nefha — is., esk., Ar. nefḥa 1) Güzel koku 2) Esinti … Çağatay Osmanlı Sözlük
nesim — is., esk., Ar. nesīm Hafif yel, esinti … Çağatay Osmanlı Sözlük