- eskilik
- is., -ği
Eski olma durumu, antikite
Gömleğinin eskilikten akmış bileklerini içeri doğru kıvırdığına dikkat etmiştim.
- R. N. Güntekin
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Gömleğinin eskilikten akmış bileklerini içeri doğru kıvırdığına dikkat etmiştim.
- R. N. GüntekinÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
RESASET — Eskilik, köhnelik. Yıpranmış olma … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
antikite — is., Fr. antiquité 1) Eskilik 2) tar. İlk Çağ … Çağatay Osmanlı Sözlük
kıdem — is., Ar. ḳidem 1) Bir görevde rütbece eskilik Ali Fuad Bey de parti komitacılığının düşmanı olanlar gibi nizam, kıdem ve kanun adamı kalmıştır. F. R. Atay 2) Bir görevde geçirilen süre Birleşik Sözler kıdem tazminatı … Çağatay Osmanlı Sözlük
kıdem — (A.) [ مﺪﻗ ] eskilik … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
FERSUDE-GÎ — f. Eskilik, yıpranış, fersudelik … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
KIDEM — Öncelik ve eskilik. * Evveli bulunmamak. Ezeli olmak. * Başkasından daha önce olmak. Zamanca daha evvelki olmak. Rütbece daha yüksek olmak. * Cenab ı Hakkın Kıdem sıfatı, yâni; ebedî ve ezelî oluşu … Yeni Lügat Türkçe Sözlük