- aldatıcı
- sf.
Aldatma niteliği olan, yanıltıcı, kandırıcı
İnsanlar da bu aldatıcı bahara şımarıp açılır, saçılır...
- H. Taner
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
İnsanlar da bu aldatıcı bahara şımarıp açılır, saçılır...
- H. TanerÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
CERBEZE — Aldatıcı sözlerle kurnazlık etme. Fazla sözlerle aldatıcılık. Haklı ve haksız sözlerle hakikatı gizleme. * Beceriklilik, fetânet ile temyiz ve cesaret i mutedile ve kuvvet i idareden ibâret olan sıfat ı zihniye.(Bu kelime, Arabçada: Hilekârlık,… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
GABİN — Aldatıcı, hilekâr, alışverişte hile eden … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
HABB — Aldatıcı, kurnaz, hileci, hilekâr. * Denizin kabarması, denizde dalga olması … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
aldatıcılık — is., ğı Aldatıcı olma durumu … Çağatay Osmanlı Sözlük
aldatmaca — is. Aldatmaya dayanan davranış, aldatıcı oyun Bu gerçekle karşılaşmış olmak, ona sizin aldatmacalarınızdan çok daha büyük bir etki yapacaktır. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
blöf — 1. is., den., İng. blow Kazanda yoğunlaşan suyu dışarı atma 2. is., Fr. bluff 1) İskambil oyunlarında elindeki kâğıtları olduğundan başka gösterme davranışı Pokerde blöf yakalama meraklısı idi. T. Buğra 2) Karşısında kişiyi yanıltarak veya… … Çağatay Osmanlı Sözlük
boya — is. 1) Renk vermek, dış etkilerden korumak için eşyanın üzerine sürülen veya içine katılan renkli madde Tırnaklarının boyasını beğenmiyorum. F. R. Atay 2) Resim yapmak için kullanılan kuru, sulu veya yağlı boya 3) mec. Aldatıcı görünüş 4) hlk.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
güzel — sf. 1) Göze ve kulağa hoş gelen, hayranlık uyandıran, çirkin karşıtı Yalının en güzel odası bizimdi. Güzel kız. Güzel çiçek. 2) İyi, hoş Güzel şey canım, milletvekili olmak! Ç. Altan 3) Beklenene uygun düşen ve başarı düşüncesi uyandıran Güzel… … Çağatay Osmanlı Sözlük
işve — is., Ar. ˁişve Kadınların ilgi çekmek, gönül çelmek için takındıkları hoş, aldatıcı tavır, kırıtma, naz, cilve, eda Yelpaze çevrilir gibi birden dönüşleri, işveyle devriliş, saçılış, örtünüşleri... Y. K. Beyatlı … Çağatay Osmanlı Sözlük
kalay — is., kim. 1) Atom numarası 50, atom ağırlığı 118,7, yoğunluğu 7,29 olan, 232 °C de eriyen, gümüş beyazlığında, kolay işlenebilen, yumuşak bir element (simgesi Sn) 2) Kalaylanmış bir kabın üzerindeki alaşım tabakası Pencereye, elinde yeni kalaydan … Çağatay Osmanlı Sözlük