- evham
- is., ç., Ar. evhām
Kuruntu, kuşku, işkil, vehim, vesvese
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
EVHAM-SÂZ — f. Evham veren … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
evhâm — (A.) [ مﺎهوا ] vehimler, kuruntular … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
EVHAM — Olmayan bir şeyi olur zannı ile meraklanma. Üzüntü. Vehimler. Kuruntular. Zarar ihtimâli çok az olan bir şeyden meraklanma ve üzülme … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
kuruntu — is. 1) Yanlış ve yersiz düşünce, evham Evlenmek kuruntusu ile satılmaya giden iki mahalle kızı sol tarafta. A. Gündüz 2) Bir konuyla ilgili kötü ihtimalleri akla getirip tasalanma, işkil, evham, vesvese Sözü dinlenmeyen bir siyasi liderin… … Çağatay Osmanlı Sözlük
ENFÜSÎ — Bir kimseye mahsus görüş ve düşünüş. Nefse, kendi hayatına aid, dâhile aid. (Subjektif) (Objektifin zıddı)(İ lem eyyüh el aziz! Afaki mâlumat, yâni; hâriçten, uzaklardan alınan mâlumat, evham ve vesveselerden hâli olamıyor. Amma bizzat vicdâni… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
vehmî — (A.) [ ﯽﻤهو ] kuruntuya dayalı, evham üstüne kurulmuş … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
KAPRİS — Geçici heves. Maymun iştahlılık. İnsanın zayıf tarafı. Evham … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
MA'BUDE — Şirk, evham ve putperestlikten doğan kadın heykeli ve emsali put … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
MEVHUM — Aslı olmayıp evham mahsulü olan. Vehim … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
Nİ'MET — (Nimet) İyilik, lütuf, ihsan. Saadet. Hidayet. * Giyecek şeyler. * Yiyecek faydalı şey, rızık.(Eğer dünyanın veya vücudun mülkiyeti, zılliyeti sende ise, taahhüd, tahaffuz, korku külfetleriyle nimetlerden lezzet alamazsın, dâima rahatsız olursun … Yeni Lügat Türkçe Sözlük