ezgin

ezgin
sf., hlk.
1) Paraca durumu bozuk olan (kimse)
2) Çok cefa görmüş (kimse)

Emir, hüküm altında yetişmiş bir sığıntı olduğunu çekingen, ezgin tavrıyla daima belli ederdi.

- R. H. Karay
3) Çürük, ezik (meyve)
4) mec. Üzüntü veren

Bir gece önce çadırın kenarında dinlediğimiz o ezgin, baygın nağmeyi tutturdu.

- O. C. Kaygılı

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Поможем написать реферат

Look at other dictionaries:

  • ezgince — sf. 1) Ezgin bir biçimde olan Münir, ezgince bir suratla: Ne yapayım efendibabacığım, geçinme derdi bu. H. R. Gürpınar 2) zf. Ezgin bir biçimde …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ezginlik — is., ği 1) Ezgin olma durumu 2) Açlık duygusunu andıran bir tedirginlik İçine ezginlik veren heyecanla, balkon kapısının yanındaki koltuğa oturdu. C. Uçuk 3) Üzüntü, sıkıntı Alacaklı değil, borçlu ezginliği vardı içimde. Y. Z. Ortaç …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”