atlet — is., Fr. athlète 1) Kolsuz, askılı fanila 2) sp. Atletizmle uğraşan kimse Birleşik Sözler atlet fanilası … Çağatay Osmanlı Sözlük
atlet fanilası — is. Kolsuz, askılı fanila Sırtına bir atlet fanilası, ayağına kısa bir şort geçirdi. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
çamaşır takımı — is. Fanila, atlet ve dondan oluşan iç giyim … Çağatay Osmanlı Sözlük
iç — is. 1) Herhangi bir durumun, cismin veya alanın sınırları arasında bulunan bir yer, dâhil, dış karşıtı Deniz gecenin içinde, gece denizin içindedir. Ç. Altan 2) Oyuk şeylerin boşluğu 3) Cisimlerin yüzeyleri arasında kalan her nokta Tahtanın içi… … Çağatay Osmanlı Sözlük
iç çamaşırı — is. Fanila, külot, sütyen gibi tene, içe giyilen giysi … Çağatay Osmanlı Sözlük
merserize — is., Fr. mercerisé 1) Kimyasal bir yöntemle parlaklık verilmiş pamuk ipliği 2) sf. Bu iplikle yapılmış olan Merserize fanila … Çağatay Osmanlı Sözlük
örtünmek — nsz 1) Kendi üzerine bir şey örtmek Üşümem merak etme / Sıcak tutar yün fanila / Olmazsa örtünürüm / Battaniyeyi iki katlı. B. Necatigil 2) Kadın, dinî açıdan görünmesi sakıncalı olan yerlerini örtmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
reye — sf., Fr. rayé Çizgili çubuklu çizgileri olan (kumaş) Fenerliler, sarı lacivert reye fanila giymişler. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
ten fanilası — is. Doğrudan doğruya ten üzerine giyilen ince fanila … Çağatay Osmanlı Sözlük
fermaniye — hırka, fanila kazak … Beypazari ağzindan sözcükler