- fasarya
- sf., argo, Rum.
1) Boş, anlamsız (söz)2) İşe yaramaz, yeteneksiz
Öylesine fasarya semt takımında bile yer alamaz, her zaman yedek dururdu.
- H. Taner
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Öylesine fasarya semt takımında bile yer alamaz, her zaman yedek dururdu.
- H. TanerÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
ciğerpare — is., Far. ciger + pāre Çok sevilen kimse Ciğerparesi, bir tanesi içeride alevler içinde can verirken Fasarya buna seyirci mi kalacak? H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
meret — is., di, Ar. mārid 1) Sıkıntı veren, hoşlanılmayan şeyler veya kimseler için kullanılan sövgü sözü ... istediği kahveyi zamanında getirmedi diye kızıp Ulan ne fasarya oğlan şu Kâzım be, meredin çaylak çaylak bakınmaktan başka işe yaradığı yok… … Çağatay Osmanlı Sözlük
zevklenmek — nsz 1) Zevk duymak, hoşlanmak 2) mec. Bir kimse ile alay etmek, eğlenmek İşte bunlardan biri sırf laf olsun diye, sırf onu kızdırmak, onunla zevklenmek için fasarya deyip geçivermiştir oğlana. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
seyirci kalmak — bir olay karşısında hiçbir tepki göstermeyerek işe karışmak Ciğerparesi, bir tanesi içeride alevler içinde can verirken, Fasarya buna seyirci mi kalacaktı? H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
gözleri dolmak (veya dolu dolu olmak) — ağlayacak kadar duygulanmak Bu insanlık karşısında Fasarya nın gözleri dolu dolu olmuş, utanmasa hüngür hüngür ağlayacakmış orada. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük