geçinmek — ölmek , vefat etmek … Beypazari ağzindan sözcükler
gül gibi geçinmek (veya yaşamak) — 1) çok iyi anlaşmak, geçinmek 2) pek geniş olmayan bir imkânla rahat, sıkıntısız yaşamak Allah bereket versin, gül gibi geçiniyorum. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
akıllı geçinmek — kendini çok akıllı sanmak Akıllı geçinen kadınlardan beklenebilecek tepkileri vermedi hiç. R. Erduran … Çağatay Osmanlı Sözlük
kalemiyle yaşamak (veya geçinmek) — geçimini yazılarıyla sağlamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
sırtından geçinmek — (birinin) geçimini o kimseden sağlamak Öteki karınca türlerinin yuvalarını yağma edip kendi boyunduruklarına alıyor, onların sırtından geçiniyorlarmış. T. Halman … Çağatay Osmanlı Sözlük
gıt ganaat geçinmek — geçim sıkıntısı çekmek … Beypazari ağzindan sözcükler
geçimini doğrultmak — geçinmek için yeteri kadar para kazanmak Biri elbise askısı yapıyor, diğeri de yapılanları satıyor, böylece geçimlerini doğrultuyorlardı. S. Ayverdi … Çağatay Osmanlı Sözlük
ezuklanmak — geçinmek, ezuka almak … Çağatay Osmanlı Sözlük
DERD-İ MAİŞET — Geçinmek derdi ve zorluğu. Maişet derdi … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
parasını yemek — (birinin) çalışmadan bedavadan geçinmek, birinin sırtından geçinmek … Çağatay Osmanlı Sözlük