gelir kaynağı — is. Para sağlama yeri veya faaliyeti Halkımıza turizmin gelir kaynağı olduğu gerçeği belletilmeye çalışılıyor. N. Cumalı … Çağatay Osmanlı Sözlük
gelir dağılımı — is. Bir ülkenin toplam gelirinin o ülkenin bireyleri arasındaki dağılımı … Çağatay Osmanlı Sözlük
gelir ortaklığı — is. Köprü, baraj vb. kamu yapılarının gelirlerine gerçek ve tüzel kişilerin belirli şartları yerine getirerek ortak olması … Çağatay Osmanlı Sözlük
gelir vergisi — is. Kişilerin gelirlerinden, bir oran ölçüsünde devlete ödedikleri dolaysız vergi … Çağatay Osmanlı Sözlük
kısmet ise gelir Hintten Yemenden, kısmet değilse ne gelir elden? — Tanrı bir şeyi size kısmet etmişse o mutlaka size gelir, kısmet etmemişse yapacak bir şey yoktur anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
millî gelir — is., ekon. Bir yıllık toplumsal üretimde, üretim araçları için harcananların düşülmesinden sonra kalan bölüm, ulusal gelir … Çağatay Osmanlı Sözlük
ulusal gelir — is. Millî gelir … Çağatay Osmanlı Sözlük
dinsizin hakkından imansız gelir — acımasız olan kişiyi, kendisinden daha acımasız biri yola getirir anlamında kullanılan bir söz Bana yollarsın onu, dinsizin hakkından imansız gelir, korkma sen. A. Kulin … Çağatay Osmanlı Sözlük
satılık ziftin olsun, Selanikten kel gelir — işe yaramaz sandığın bir malı satılığa çıkarırsan akla gelmeyen yerlerden onu arayanlar gelir anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
misafir kısmeti ile gelir — misafirin geldiği evde ya yiyecek bulunur veya beklenmedik bir yerden o sırada yiyecek gelir anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük