- gemi
- is., den.
Su üstünde yüzen, insan ve yük taşımaya yarayan büyük taşıt, sefine
Yük gemisi. Savaş gemisi.
Birleşik SözlerAtasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Yük gemisi. Savaş gemisi.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
gémi — gémi … Dictionnaire des rimes
gemi — elem. mugur, boboc, germen vegetativ . (< fr. gemmi , cf. lat. gemma) Trimis de raduborza, 15.09.2007. Sursa: MDN … Dicționar Român
gemi karaya oturmak — gemi, sığ bir yere saplanıp kalmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
gemi azıya almak — 1) at, gemi azıları arasına alıp etkisiz bırakarak süvarisinin yönetiminden çıkmak ve alabildiğine koşmak 2) mec. söz dinlemez olmak Kim var kim yok geldi toplandı. Derken her kafadan bir ses çıktı, kimi kâh nalına, kâh çivisine vurdu, kimi gemi… … Çağatay Osmanlı Sözlük
gemi bozma — is., den. Gideri gelirinden çok olup çalıştırılması ekonomik olmayan gemi hurdaya ayrılıp sökülme … Çağatay Osmanlı Sözlük
gemi çıkışı — is., den. Gerekli işlemler yapıldıktan sonra gemi limanı terk etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
gemi ızgarası — is., den. Üstünde gemi yapılan büyük kızak … Çağatay Osmanlı Sözlük
gemi leşi — is. Batmış gemi teknesi … Çağatay Osmanlı Sözlük
gemi baş vurmak — den. önden gelen dalgalarla gemi başı kalkıp kalkıp inmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
gemi dövünmek — den. şiddetli dalgaların etkisiyle gemi bağlı veya demirli olduğu yerde inip kalkmak, sallanmak … Çağatay Osmanlı Sözlük