toplumcu gerçekçi — is., ed., fel. Toplumcu gerçekçilik yanlısı olan kimse … Çağatay Osmanlı Sözlük
yeni gerçekçi — is. Yeni gerçekçilik yanlısı olan kimse … Çağatay Osmanlı Sözlük
realist olmak — gerçekçi olmak Her türlüsünde de faydalarını ve mahzurlarını görecek kadar realist olalım. P. Safa … Çağatay Osmanlı Sözlük
gaf — is., Fr. gaffe Yersiz, beceriksiz, zamansız söz veya davranış, patavatsızlık, pot Gerçekçi olmayışı yüzünden, bugün bize tarihî gaf olarak görülen atılımlarla, bu çizgi hayli gölgelenmiştir. H. Taner Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller gaf yapmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
gerçekçilik — is., ği 1) Gerçekçi tutum ve davranış, realizm 2) Gerçekleri olduğu gibi yansıtmaya çalışan sanat çığırı, realizm Çağımızda gerçekçilik akımlarının güçlenmesi, sinema sanatında da etkisini gösterdi. N. Cumalı 3) fel. Bilinçten bağımsız bir… … Çağatay Osmanlı Sözlük
megaloman — is., tıp, Fr. mégalomane Megalomaniye tutulmuş olan, kendini çok büyük gören kimse Megalomanların at oynattığı edebiyat dünyamız, bu kabil gerçekçi itiraflara pek alışık değildir. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
realist — sf., Fr. réaliste Gerçekçi Kukla oyunu realist bir yansıtma değil. H. Taner Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller realist olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
yanıt — is. Cevap Türk Eli nin uluları bu sorulara akıllıca ve gerçekçi yanıtlar bulamıyorlardı. N. Araz Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller yanıt vermek … Çağatay Osmanlı Sözlük
yeni — sf. 1) Kullanılmamış olan, eski karşıtı Yeni giysi. Yeni ayakkabı. 2) Oluş veya çıkışından beri çok zaman geçmemiş olan Yeni haber. Yeni moda. 3) En son edinilen Yeni eve taşındık. 4) İşe henüz başlamış Yeni öğrenci. Yeni asker. 5) O güne kadar… … Çağatay Osmanlı Sözlük
hakikatperver — (A. F.) gerçekçi … Osmanli Türkçesİ sözlüğü