- gerektirmek
- -i
Gerekli kılmak, icap ettirmek, istilzam etmek
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
mucip olmak — gerektirmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
istilzâm — gerektirmek … Hukuk Sözlüğü
icap ettirmek — gerektirmek O gecenin akşamı böyle bir yer değiştirmeyi icap ettirecek bir arızaya uğradığımızı da hatırlamıyorum. Y. K. Karaosmanoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
istilzâm — (A.) [ ماﺰﻠﺘﺱا ] gerekme, gerektirme. ♦ istilzâm etmek gerekmek, gerektirmek. ♦ istilzâm eylemek gerektirmek … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
gerektirme — is. Gerektirmek işi, istilzam … Çağatay Osmanlı Sözlük
içermek — i 1) İçine almak, içinde bulundurmak, ihtiva etmek Yarım Adam adlı romanı ise kültür yoğunluğu içeren değerli bir denemedir. H. Taner 2) fel. Bir şey, başka bir şeyin varlığını gerektirmek, biri ötekini ister istemez düşündürmek, tazammun etmek… … Çağatay Osmanlı Sözlük
pahalıya oturmak (veya mal olmak) — çok para, özveri, emek gerektirmek, kolay elde edilememek veya zarara, sıkıntıya yol açmak Bir tecrübe geçirmek, sana müthiş pahalıya mal oldu. P. Safa … Çağatay Osmanlı Sözlük
vaktini almak (veya yemek) — (bir iş birinin) epey zaman harcanmasını gerektirmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
TEVCİB — (Vücub. dan) Lüzumlu yapma, lâzım etmek, gerektirmek. * Bir iş için vakit belirlemek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
İSTİLZAM — Lüzumlu olmak. Gerektirmek. Lâzım addetmek. İcâbettirmek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük