- görenek
- is., -ği, top. b.
Bir şeyi eskiden beri görüldüğü gibi yapma alışkanlığı, âdet, alışkı
Muhitin ve göreneğin şımarttığı bu kız beni de tahrik ederse ne yapacaktım?
- A. Gündüz
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Muhitin ve göreneğin şımarttığı bu kız beni de tahrik ederse ne yapacaktım?
- A. GündüzÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
görenek — bezm, sohbet, cemiyet, meclis … Çağatay Osmanlı Sözlük
ögreyük — görenek, âdet, I, 159, 160 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
ADETEN — Görenek şekliyle, âdet olarak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
CHADS2 score — For other uses, see Chad (disambiguation). Condition Points C Congestive heart failure 1 H Hypertension: blood pressure consistently above 140/90 mmHg (or treated hypertension on medication) 1 A Age ≥75… … Wikipedia
Management of atrial fibrillation — The main goals in the management of atrial fibrillation (AF) are to prevent temporary circulatory instability and to prevent stroke. Control of heart rate and rhythm are principally used to achieve the former, while anticoagulation may be… … Wikipedia
âdet — is., top. b., Ar. ˁādet 1) Görenek Bayram tebriki bir güzel âdettir. B. Felek 2) Topluluk içinde eskiden beri uyulan kural, töre 3) Belirli yaşlar arasında kadınların ayda bir döl yatağından kan gelmesi durumu, aybaşı Atasözü, Deyim ve Birleşik… … Çağatay Osmanlı Sözlük
alaturka — sf., İt. alla turca 1) Eski Türk gelenek, görenek, töre ve hayatına uygun, Doğuluca, alafranga karşıtı Alaturka yemek. 2) Bu töre ve hayatı benimsemiş (kimse) 3) is. Alaturka saat Biz, alaturka 10 sularında mektepten çıkardık. F. R. Atay 4) mec.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
alışkı — is., top. b. Görenek Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller alışkı edinmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
başlık — is., ğı 1) Genellikle başı korumak için giyilen şapka, serpuş İyi ki güneş açmış, sıcak basmış da başlığını sıyırınca yüzünü görmüş tanımışlardı. N. Cumalı 2) Üst giysilerinin yakalarına takılı başlık, kapüşon 3) Hayvan koşumunun başa geçirilen… … Çağatay Osmanlı Sözlük
Doğululuk — is., ğu 1) Doğulu olma durumu, şarklılık 2) mec. Doğu ahlak, görenek ve geleneklerine bağlı olma durumu … Çağatay Osmanlı Sözlük