gösteriş

gösteriş
is.
1) Gösterme işi veya biçimi
2) Başkalarını aldatmak, şaşırtmak, korkutmak veya kendini beğendirmek için birinin yaptığı yapay davranış, çalım, kurum

Eski hayat baştan başa bir nümayiş ve gösteriş hayatı idi.

- A. Haşim
3) Göze çarpıcı nitelik, göz alıcılık

Bu yapının hiç gösterişi yok.

4) Görkem
Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Поможем сделать НИР

Look at other dictionaries:

  • gösteriş yapmak — başkalarını aldatmak, şaşırtmak, korkutmak veya kendini beğendirmek için yapay davranmak Salih de tam bir gösteriş yapmak hevesiyle boşanmış bir yay gibi kalktı ayağa. T. Buğra …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • caka satmak — gösteriş yapmak, çalım satmak Askerliğin palavra ile olmadığını anladı ama hâlâ caka satıyor. H. E. Adıvar …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • gösterişe kaçmak — gösteriş yapmaya başlamak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • dostlar alışverişte görsün (diye) — gösteriş olsun, iş görüyor densin (diye) anlamında kullanılan bir söz …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • gösterişçi — is. Gösteriş yapmasını seven, gösteriş amacı güden kimse, nümayişçi …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • CAKA — (Argo) Gösteriş, çalım. Caka, mal mülk, giyim, kuşam, yahut hareket davranış yoluyla olabilir. İslâm da gösterişin her şekli haram ve günahtır. Bugün bazı kimseler ve aileler gösteriş belâsı yüzünden maddî sıkıntılara düşmekte, israfa… …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • afi — is., argo Gösteriş, çalım, caka Bir manevra, bir afi, bir dalavere olacak diyordum. Ö. Seyfettin Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • alayiş — is., Far. ālāyiş Gösteriş, göz kamaştırma Onun yaptığı hep alayişten ibarettir …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • alengir — is. 1) Hile, düzen, tuzak 2) Gösteriş, fiyaka …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • alım çalım — is. Gösteriş, çekici hareket …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”