gösteriş yapmak — başkalarını aldatmak, şaşırtmak, korkutmak veya kendini beğendirmek için yapay davranmak Salih de tam bir gösteriş yapmak hevesiyle boşanmış bir yay gibi kalktı ayağa. T. Buğra … Çağatay Osmanlı Sözlük
caka satmak — gösteriş yapmak, çalım satmak Askerliğin palavra ile olmadığını anladı ama hâlâ caka satıyor. H. E. Adıvar … Çağatay Osmanlı Sözlük
gösterişe kaçmak — gösteriş yapmaya başlamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
dostlar alışverişte görsün (diye) — gösteriş olsun, iş görüyor densin (diye) anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
gösterişçi — is. Gösteriş yapmasını seven, gösteriş amacı güden kimse, nümayişçi … Çağatay Osmanlı Sözlük
CAKA — (Argo) Gösteriş, çalım. Caka, mal mülk, giyim, kuşam, yahut hareket davranış yoluyla olabilir. İslâm da gösterişin her şekli haram ve günahtır. Bugün bazı kimseler ve aileler gösteriş belâsı yüzünden maddî sıkıntılara düşmekte, israfa… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
afi — is., argo Gösteriş, çalım, caka Bir manevra, bir afi, bir dalavere olacak diyordum. Ö. Seyfettin Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller … Çağatay Osmanlı Sözlük
alayiş — is., Far. ālāyiş Gösteriş, göz kamaştırma Onun yaptığı hep alayişten ibarettir … Çağatay Osmanlı Sözlük
alengir — is. 1) Hile, düzen, tuzak 2) Gösteriş, fiyaka … Çağatay Osmanlı Sözlük
alım çalım — is. Gösteriş, çekici hareket … Çağatay Osmanlı Sözlük