gevrek gevrek gülmek — 1) kendine güvenip karşısındakini küçümsemek Diğer dükkânların satılmayan mallarını ben sanki ne yapayım diye gevrek gevrek gülerek kendi kendine hak verirdi. A. Ş. Hisar 2) neşeli ve kendine güvenli biçimde gülmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
için için gülmek (veya gülümsemek) — belli etmeden, gizli gizli gülmek Badik Ahmet hesap isteyen patrona, eski günleri ne çabuk unuttun? gibi için için gülümserdi. Ö. Seyfettin … Çağatay Osmanlı Sözlük
kakır kakır gülmek — sesli ve sürekli gülmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
katmerli katmerli gülmek — üst üste ve ara vermeden aşırı derecede gülmek Harun sarhoşluğun sinirliliğiyle yine göbek ve gerdan titreterek katmerli katmerli gülmeye başladı. H. R. Gürpınar … Çağatay Osmanlı Sözlük
kıkır kıkır gülmek — içinden gelerek sesli sesli bir biçimde gülmek Kapalı panjurların ardında, ayıp şeyler anlatıp kıkır kıkır gülüyorlar. A. İlhan … Çağatay Osmanlı Sözlük
katıla katıla gülmek — aşırı derecede gülmek Bir kahveye yolu düşmüş, kahvede oturanların hepsi katıla katıla gülüyorlarmış. B. R. Eyuboğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
pis pis gülmek — başkalarını kızdıracak, sinirlendirecek biçimde gülmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
ağzını bırakıp kıçıyla (veya bir tarafıyla) gülmek — karşısındakini küçümsercesine gülmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
kis kis gülmek — saklı saklı gülmek … Beypazari ağzindan sözcükler
bıyık altından gülmek — birinin durumuna belli etmemeye çalışarak gülümsemek Çocuklar, şimdilik ele güne karşı onların ana, babası olmakla övünmemize bıyık altından gülmektedirler. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük