- güreşmek
- nsz, -le, sp.
1) İki kişi türlü oyunlarla birbirinin sırtını yere getirmeye çalışmak
Artık çayırlıklarda soyunup yağlanıp güreşemiyorlardı.
- Ö. Seyfettin2) mec. Mücadele etmek
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Artık çayırlıklarda soyunup yağlanıp güreşemiyorlardı.
- Ö. SeyfettinÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
kaçak güreşmek — 1) asıl konuya girmeksizin başka şeylerden söz etmek 2) politikada sık sık düşünce değiştirip esas amacını gizlemek … Çağatay Osmanlı Sözlük
alttan güreşmek — gizli gizli yenme yollarını kollamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
başa güreşmek — 1) yağlı güreşte, en usta pehlivanlar başpehlivanlık için yarışmak 2) mec. en üstün sonucu elde etmek veya bir işte en üst noktaya gelmek için mücadele vermek … Çağatay Osmanlı Sözlük
LEBT — Güreşmek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
güreş etmek (veya tutmak) — güreşmek Daha bir hafta evvel koruda güreş ederek onu, yere yıkmıştı. P. Safa … Çağatay Osmanlı Sözlük
küreşmek — güreşmek I, 474bkz: körü şmek kürümekte yardım ve yarış etmek II, 99 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
LEBC — Güreşmek. * Sar a tutup düşmek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
baş — 1. is., anat. 1) İnsan ve hayvanlarda beyin, göz, kulak, burun, ağız vb. organları kapsayan, vücudun üst veya önünde bulunan bölüm, kafa, ser Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı. N. Cumalı 2) Bir topluluğu yöneten kimse … Çağatay Osmanlı Sözlük
alt — is. 1) Bir şeyin yere bakan yanı, zir, üst karşıtı Pantolonlarımızı şiltelerimizin altına seriyoruz, onlar bütün hafta orada ütüleniyor. Z. O. Saba 2) Bir nesnenin tabanı Ayağındaki altları nalçalı koca bahçıvan kunduraları ile ona yetişmesi… … Çağatay Osmanlı Sözlük
güreşme — is. Güreşmek işi … Çağatay Osmanlı Sözlük