- güvensizlik
- is., -ği
Güvensiz olma durumu, itimatsızlıkBirleşik SözlerAtasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
güvensizlik duymak — güvenmemek Gittikçe artan bir güvensizlik duyuyordu söylenen sözlere. N. Cumalı … Çağatay Osmanlı Sözlük
güvensizlik önergesi — is. Hükûmetin uygulamalarına karşı gösterilen yazılı veya sözlü itimatsızlık … Çağatay Osmanlı Sözlük
Tigris–Euphrates river system — Tigris Euphrates river system Marsh Arabs poling a mashoof in the marshes of southern Iraq Ecology Ecozone … Wikipedia
aksine — zf. Tersine Dikkatle dinlemiyordu bu haberleri. Aksine gittikçe artan bir güvensizlik duyuyordu söylenen sözlere. N. Cumalı … Çağatay Osmanlı Sözlük
çökertici — is. Çökertme işini yapan kimse veya şey Güvensizlik duygularının ezici, ağır, çökertici bunalımlara sokan duyguları içindeyiz. N. Meriç … Çağatay Osmanlı Sözlük
emniyetsizlik — is., ği Güvensizlik … Çağatay Osmanlı Sözlük
gerekçeli — sf. Gerekçeye dayanan, gerekçesi olan Üyelerin veya grupların verecekleri gerekçeli güvensizlik önergeleri bir tam gün geçtikten sonra oylanır. Anayasa … Çağatay Osmanlı Sözlük
itimatsızlık — is., ğı Güvensizlik Kadında ona karşı itimatsızlık yeniden başlamıştı. S. F. Abasıyanık … Çağatay Osmanlı Sözlük
önerge — is. Meclis, kongre vb. resmî bir toplantıda, herhangi bir konu veya sorunla ilgili olarak bir öneride bulunmak için üyelerden biri veya birçoğu tarafından başkanlığa verilen, oya konularak karar verilmesi istenen yazılı kâğıt, takrir Birleşik… … Çağatay Osmanlı Sözlük
paranoya — is., tıp, Fr. paranoïa Abartılı gurur, kuşku, güvensizlik, bencillikle belli olan bir ruh hastalığı Herkes birbirini kuşkuyla süzüyor. Toplumsal bir paranoya yaşıyoruz bugün. T. Uyar … Çağatay Osmanlı Sözlük