- hafifseme
- is.
Hafifsemek işi, yeğniseme, istihfaf
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
hafifseyiş — is. Hafifseme işi veya biçimi … Çağatay Osmanlı Sözlük
haydi — ünl. 1) İsteklendirmek, çabukluk belirtmek için kullanılan bir söz, hadi Haydi! Sen git, beni yalnız bırak, bu akşam iyi değilim. A. İlhan 2) Kabul ve onama bildiren bir söz 3) Hafifseme, alay etme belirten bir söz Haydi oradan be maskara.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
istihfaf — is., esk., Ar. istiḫfāf Küçümseme, hor görme, hafifseme Kendini bu nevi düğünlerden birinin gelini olarak görmek, onu tiksinti ve istihfaf ile doldurmaya kâfi geliyordu. R. N. Güntekin Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller istihfaf etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
laf — is., Far. lāf 1) Söz, lakırtı Ben lafımı bitirmeden o atıldı. 2) Sonuçsuz, yararı olmayan söz Onun söyledikleri laftan ibaret. 3) Konuşma 4) Konu, mevzu, bahis Lafı değiştirdi. 5) ünl. Öyle şey olamaz, bu sözün hiçbir değeri yok anlamlarında… … Çağatay Osmanlı Sözlük
yeğniseme — is. Hafifseme … Çağatay Osmanlı Sözlük
zamane — is., Ar. zamāne 1) İçinde bulunulan zaman, dönem Karısı, evin hayatını, kendisi yokken en akıllı adamlar gibi zamaneye uydurmuştu. Ö. Seyfettin 2) Yakınma veya hafifseme yoluyla şimdiki zaman Birleşik Sözler zamane adamı zamane çocuğu … Çağatay Osmanlı Sözlük
gülerim! (veya güleyim bari!) — yersiz görülen bir düşünceye karşı hafifseme olarak söylenen bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
iş ola — sanki iş görmüş anlamında bir hafifseme sözü … Çağatay Osmanlı Sözlük