- hakeza
- zf., esk., Ar. hākeẕā
Bunun gibi, böyle
Bugün gelmeyeceğim, yarın da hakeza.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Bugün gelmeyeceğim, yarın da hakeza.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
hâkezâ — (A.) [ اﺬﮑه ] aynı şekilde … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
HAKEZA — Öylece. Bunun gibi. Böyle … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
böyle — sf. 1) Bunun gibi, buna benzer Ah Şaban ın böyle bir çocuğu, böyle bir karısı olsaydı! H. E. Adıvar 2) zf. Bu yolda, bu biçimde, hakeza Böyle acıklı şeyleri ne diye yazıyorum bilmem ki? A. Gündüz 3) zf. Bu derece Böyle bir sevmek görülmemiştir. A … Çağatay Osmanlı Sözlük
BİLİNÇ — t. Psk: İnsanın kendi varlığından ve kendine tesir eden çevresinde meydana gelen hadise ve değişikliklerin, bilgisine sahip olması hali. Şuurun dereceleri vardır. Meselâ: Düşünüyorum ve düşündüğümü biliyorum, yine düşündüğümü bildiğimi de… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
DELAİL — (Delil. C.) Deliller. Bürhanlar. İsbât vasıtaları.(... Cay ı hayrettir ki; Resul ü Ekrem in (A.S.M.) mübalağasız binler vecihte, binler çeşit insan, herbiri bir tek mu cizesiyle veya bir delil i nübüvvet ile veya bir kelâmı ile veya yüzünü… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
ESMA-İ İLÂHİYE — Allah ın isimleri.(Herşeyden Cenab ı Hakk a karşı pencereler hükmünde çok vecihler var. Bütün mevcudatın hakaikı, bütün kâinatın hakikatı, esma i İlâhiyeye istinad eder. Her bir şeyin hakikatı, bir isme veyahut çok esmâya istinad eder. Eşyadaki… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
FAKR — İhtiyaç, yoksulluk. * Azlık, muhtaçlık. * Cenab ı Hakk a karşı fakrını, ihtiyacını hissetmek. * Tas: Kendisindeki bütün her şeyin Allah a âit olduğunu bilmek.(Gecede zulümat, nasıl nuru gösterir. Öyle de: İnsan, zaaf ve acziyle, fakr ve hâcâtiyle … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
LETAİF — Lâtif duygular. (İman yalnız ilim ile değil, imanda çok letaifin hisseleri var. Nasıl ki; bir yemek muhtelif âsâba, muhtelif bir surette inkisam edip tevzi olunuyor. İlim ile gelen mesâil i imâniye dahi akıl midesine girdikten sonra, derecâta… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
MUSİKÎ — Müzik. Ses ölçülerinden, ölçülü ses ve san atkârlığından bahseden ilim.(Ve keza, $ kelimesiyle, küfür sebebiyle kulağa ait pek büyük bir nimeti kaybettiklerine işaret edilmiştir. Hatta kulaktaki zar, nur u iman ile ışıklandığı zaman, kâinattan… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
MUTLAK — Salıverilmiş. Itlak olunmuş. Serbest. * Kat i. Şüphesiz. * Aslâ bir şarta bağlı olmayan. Yalnız, tek. (Bak: Itlâk)(Âyet, neye felâh bulacaklarını tâyin etmiyor. Güya o sükûtla der: Ey müslümanlar! Müjde size. Ey müttakî! Sen Cehennem den felâh… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük