- hararetli
- sf.
1) Isısı, sıcaklığı fazla olan2) mec. Coşkun, ateşli, canlı
Hararetli bir pazarlık başladı.
- M. Ş. Esendal
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Hararetli bir pazarlık başladı.
- M. Ş. EsendalÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
MAHRUR — Hararetli. Ateşli. İçi hararetli olan … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
HAMİE — Hararetli, çamurlu, volkanlı, alevli, dumanlı … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
HARR(E) — Hararetli. Kızgın. Çok sıcak. Yakıcı … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
ateşli ateşli — zf. Yoğun ve heyecanlı bir biçimde, hararetli hararetli Uzun ve ateşli ateşli el sıkıştılar. M. Yesari … Çağatay Osmanlı Sözlük
GERM-ÜLFET — f. Görüşmesi hararetli olan, hararetli ve sıkı fıkı görüşen … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
alevli — sf. 1) Alevi olan, alevlenmiş 2) mec. Şiddetli, hararetli … Çağatay Osmanlı Sözlük
hararetlilik — is., ği Hararetli olma durumu … Çağatay Osmanlı Sözlük
hummalı — sf. 1) Humması olan Hummalı hasta. 2) mec. Sürekli, sıkı, yoğun, hararetli Bugün gerek yayınevlerimizde gerek tiyatrolarımızda klasikleri tanıtma alanında aynı hummalı çalışmalara rastlandığı söylenemez. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
koyu — sf. 1) Yoğunluğundan dolayı güç akan, sulu karşıtı Koyu pekmez. Koyu süt. 2) Rengi açık olmayan, daha belirgin, açık karşıtı Oturduğu yerden Boğaziçi nin koyu mavi gecesinde bir balıkçı kayığı kayıp gidiyordu. H. E. Adıvar 3) bl. Yazı… … Çağatay Osmanlı Sözlük
sohbet — is., Ar. ṣuḥbet 1) Dostça, arkadaşça konuşarak hoş bir vakit geçirme, söyleşi, yârenlik, hasbihâl Biraz evvelki sükûtu şimdi hararetli bir sohbet takip ediyordu. H. C. Yalçın 2) ed. Söyleşi Tam fikir ve sanat sohbetlerine yakışan bir çerçeve… … Çağatay Osmanlı Sözlük