- harikulade
- sf., Ar. ḫāriḳ + ˁāde
Eşi görülmemiş, şaşkınlık yaratıcı, olağanüstü
Elimde büyük bir şairin harikulade kitabı var.
- A. Haşim
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Elimde büyük bir şairin harikulade kitabı var.
- A. HaşimÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
hârikulâde — (A.) [ ﻩدﺎﻌﻝا قرﺎﺧ ] olağanüstü … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
HÂRİKULÂDE — Fevkalâde, âdetin hâricinde bulunan şey, eser. Görülmedik derecede. Son derece kıymet ve ehemmiyeti hâiz olan şey … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
DÂHİYE — Hârikulâde zekâ ve fetanet sahibi. * Âfet, belâ, musibet. Kazâ. Emr i azîm. Büyük iş ve hâdise … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
harikuladelik — is., ği Harikulade olma durumu veya özelliği, olağanüstülük … Çağatay Osmanlı Sözlük
korkunçluk — is., ğu Korkunç olma durumu Korkunçluğun içinde harikulade tablolar birbirini kovalıyordu. R. H. Karay … Çağatay Osmanlı Sözlük
küşayiş — is., esk., Far. guşāyiş Açıklık, ferahlık Bu yıl Çamlıca horozlarının sesleri harikulade bir küşayişle gür ve işlekti. A. Ş. Hisar … Çağatay Osmanlı Sözlük
olağanüstü — sf. 1) Alışılmıştan, benzerlerinden farklı olan, fevkalade Bazı kentlerin, insanın üstünde olağanüstü bir etkisi oluyor. H. E. Adıvar 2) Beklenmedik bir zamanda yapılan, önceden tasarlanmamış olan, fevkalade İlk önemli dedikodu, olağanüstü… … Çağatay Osmanlı Sözlük
akla (veya akıllara) durgunluk vermek — hayranlık uyandırmak Fatih Sultan Mehmet Han hazretlerinin akıllara durgunluk veren bir fetihle Osmanlı mülkü hâline getirdiği İstanbul dünyanın en güzel, en harikulade şehridir. B. Akyavaş … Çağatay Osmanlı Sözlük
BİD'AT-ÜZ ZAMAN — Zamanın bid ası. Yeni çıkan harikulâde şey. Zamanın acib ve garibi … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
DAHİ — Eşine ender rastlanır, hârikulâde zekâ, fatanet ve hikmet sâhibi … Yeni Lügat Türkçe Sözlük