- hava basıncı
- is., fiz.
Yer yuvarını çevreleyen havanın yeryüzündeki bir alana uyguladığı kuvvet
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
hava — is., Ar. hevā 1) Hava yuvarını oluşturan, bütün canlıların solunumuna yarayan, renksiz, kokusuz, akışkan gaz karışımı 2) Meteoroloji ile ilgili olayların bütünü Hava biraz bozukçaydı, dışarıda serin bir yağmur çiseliyordu. M. Ş. Esendal 3)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
basınç — is., cı, fiz. Bir yüzey üzerine etkide bulunan gücün yüz ölçümü birimine düşen miktarı, tazyik Gazların içinde kapalı oldukları kabın her yönüne doğru basınçları vardır. Birleşik Sözler basınç boynu basınç anahtarı basınç duyumu basınç odası … Çağatay Osmanlı Sözlük
bar — 1. is. Anadolu nun doğu ve kuzey bölgesinde, en çok Artvin ve Erzurum yörelerinde el ele tutuşularak oynanan, ağır ritimli bir halk oyunu Hançer barı. Bahçesi var, bağı var, ayvası var, narı var / Atamızdan yâdigâr bizde ata barı var Halk türküsü … Çağatay Osmanlı Sözlük
basınç ölçüm — is., fiz. Hava basıncı ölçümlerini inceleyen birim … Çağatay Osmanlı Sözlük
havalı fren — is. Hava basıncı ile yönetilen pistonlu fren … Çağatay Osmanlı Sözlük
atmosfer — is., gök b., Fr. atmosphère 1) Yeri veya herhangi bir gök cismini saran gaz tabakası, gaz yuvarı 2) gök b. Hava yuvarı 3) mec. İçinde yaşanılan ve etkisinde kalınan ortam, hava Ben akşama kadar ruhunu sarmış olan facia atmosferinden kurtulmak… … Çağatay Osmanlı Sözlük
su terazisi — is. 1) Basıncı çok olan suyun, basıncını azaltarak künklerin patlamasını önleyen, belli aralıklarla yapılmış, depo görevindeki kule 2) tek. Bir yerin düzlüğünü anlamakta kullanılan, esasını hava kabarcığı bırakılmış su dolu tüp teşkil eden… … Çağatay Osmanlı Sözlük
vurgun — is. 1) Kolayca ve haksız ele geçen kazanç 2) Sıcak, soğuk, dolu vb. etkilerle ürünlerde görülen zarar Dolu vurgunu elma. 3) Çok derinlerdeki suyun basıncı dolayısıyla iki akıntı arasında sıkışıp kalma, düzenli hava alıp verememe, birden su yüzüne … Çağatay Osmanlı Sözlük