hava — is., Ar. hevā 1) Hava yuvarını oluşturan, bütün canlıların solunumuna yarayan, renksiz, kokusuz, akışkan gaz karışımı 2) Meteoroloji ile ilgili olayların bütünü Hava biraz bozukçaydı, dışarıda serin bir yağmur çiseliyordu. M. Ş. Esendal 3)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
hava yastıklı — sf. Hava yastığı olan … Çağatay Osmanlı Sözlük
diz yastığı — is. Taşıtlarda kaza anında diz bölümüne gelebilecek çarpmaların sonuçlarını azaltmaya yönelik hava basınçlı yastık … Çağatay Osmanlı Sözlük
yastık — is., ğı 1) Başın altına koymak veya sırtı dayamak için kullanılan, içi yün, pamuk, kuş tüyü, ot vb.yle doldurulmuş küçük minder Pencerenin önünde uzun yüksekçe bir sedirle ot yastıkları var. M. Ş. Esendal 2) Bu biçimde yapılmış ve türlü işlerde… … Çağatay Osmanlı Sözlük
yastıq — is. 1. Yatanda baş altına qoyulan, içərisi quş tükü, pambıq və ya hava ilə doldurulan dördkünc kisəcik; balış. Pərqu yastıq. Üz yastığı. – <Kərbəlayı Fatma xanım:> . . Ay qız, Zeynəb, tez ol, yastıqları gətir, bu tərəfdən qoy. C. M.. Vədə… … Azərbaycan dilinin izahlı lüğəti
yastıklı — sf. Yastığı olan, içinde yastık bulunan Banyolu, yatağı kuş tüyü yastıklı bir oda bulacaksın. S. F. Abasıyanık Birleşik Sözler hava yastıklı … Çağatay Osmanlı Sözlük