hedef — (A.) [ فﺪه ] amaç, hedef … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
hedef göstermek — 1) birini kötü bir durumda kalması için hedef hâline getirmek 2) bir kimseyi olumsuz, kötü bir amaç için bir yere veya şeye yönlendirmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
hedef gütmek — asıl amaç olarak belirlemek Metin yayını ve çeviri: insancı davranış bu çalışmayı hedef güder. A. Erhat … Çağatay Osmanlı Sözlük
hedef saptırmak — 1) hedefe isabet ettirememek 2) mec. öngörülen amaçtan uzaklaştırıp başka bir amacı öne çıkarmak Bu işi onların yapmadığına inanıyor; birilerinin hedef saptırmaya çalıştığını söylüyor. A. Ümit … Çağatay Osmanlı Sözlük
HEDEF-İ ÂMÂL — Gaye i hayâl. Ulaşmak istenilen hedef … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
HEDEF — Nişan noktası. * Emel. Varılmak istenen gaye. * Yüksek, bülend. * İri vücudlu adam. * Bir işe yaramayan, tembel ve uykucu olan. (L.R … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
hedef kitle — is. Verilmek istenen mesajın ulaşması hedeflenen grup veya topluluk … Çağatay Osmanlı Sözlük
hedef almak — 1) (bir şeyi) nişan almak 2) (bir şeyi) ulaşılmak istenen amaca göre davranmak 3) (bir şeyi) bir kimseyi, bir yeri yıpratmak, eleştirmek amacıyla karşısına almak … Çağatay Osmanlı Sözlük
hedef olmak — hoş olmayan herhangi bir davranışa uğramak … Çağatay Osmanlı Sözlük
cansız hedef — is., ask. İnsan ve hayvan dışında ateş etmek için seçilen hedef … Çağatay Osmanlı Sözlük